Zekât toplumsal yardımlaşmayı güçlendirir
MÜSİAD Konya Şubesi tarafından düzenlenen “İslam’da Yardımlaşma ve Zekat” konulu programa Prof Dr. Hamdi Döndüren katılarak, zekat ile ilgili detaylı bir bilgilendirme yaptı.
Zekâtın İslam tarihinde başlangıç sürecini anlatan Hamdi Döndüren; “Hz. Peygamber ve ilk dört Halife döneminde bütün zekât türleri görevli zekât memurlarınca toplanır ve yıl boyunca ihtiyaç sahiplerine dağıtılırdı. Hz. Osman döneminden itibaren “bâtın mallar” denilen altın, gümüş, nakit para ve ticaret mallarının zekâtı yükümlülerce hesaplanıp verilmesi esası benimsendi. Akıl baliğ olan üzerinde varlıklı olan malı olan kişi zekât hükümlü sayılıyor. Tabi borçlar düşüldükten alacaklar eklendikten sonra kendini ait olan zekâta tabi mal veya para kısmı sınırı aşıyorsa para ölçümü yapılır. Hesapta bildiğimiz gibi Osmanlı döneminde doksan altı (96 gr) gram esas alınmıştır.” Dedi.
GÜNÜMÜZDE 190-200 BİN LİRA ÖLÇÜDÜR
Zekât oluşma şatlarını anlatan Hamdi Döndüren konuyu şöyle özetledi;
“Bugün bazında 190-200 bin lira parası olacak kişi, tabi temel ihtiyaçları dışında zekât vermesi gerekir. Temel ihtiyaçlar nedir? Oturduğu ev, arabası varsa, ev eşyası kullanabildiği temel ihtiyaçlarındandır. Ayrıca bir aylık veya bir yıllık geçim masrafları temel ihtiyaçtır.
Tabi aile reisi ise ailesini geçindirecek masraflarda temel ihtiyaçlara giriyor bunlar düşüldükten sonra zekât hesaplanır. Yani istenirse bir aylık veya bir yıllık. Daha kuvvetli bir görüş aslında; yıllık zekât hesaplamasının yapıldığına göre, asli ihtiyaçta yıllık hesaplanmalı, yıllık ihtiyaçlar dışında yedek akçe ayırdıktan sonra geride kalan doksan altı gram altını aşarsa, üzerinden bir yıl geçti ise ondan sonra zengin sayılıyoruz. Yüzde iki buçuk kısmı zekâta tabi olmuş oluyor. Üzerinden bir yıl geçmesi şartıyla ve akil baliğ olan erkek veya kadına ait olabilir hiç fark etmiyor ve zekât hükümlüğü başlıyor. Tabi birde Müslüman olması, zekâta niyetlenmesi birde temlik var malum fakire teslim edilmesi şartı var.”
TİCARET MALLARIN ZEKÂTINDA ESASLAR ÖNEMLİDİR
Ticaret mallarının zekâtıyla ilgili değerlendirmelerde buluna Döndüren; “Ticaret malı Arapça “urûz” terimi ile ifade edilir. Bunun tekili olan “araz” dünya malı demektir. “Arz” şeklindeki okunuşuyla ise, altın ve gümüş para dışındaki mallar, ev eşyası, akarlar, hayvan türleri, tarım ürünleri, elbiseler ve benzeri menkul ve gayrimenkullerden ticaret için hazırlanan mallar kastedilir. Sahibinin satıp kâr elde etmek amacıyla edindiği ev, dükkân, arsa, tarla, bahçe, ve benzeri akarların hükmü de ticari eşyanın hükmü gibidir. Bu gibi akarlar da, satmak niyetiyle elde bulununca, ticari eşya gibi zekâta tâbidir. Ancak bu gibi akarlar kira geliri elde etmek amacıyla elde tutulursa, kira geliri nisaba ulaşır ve üzerinden de bir yıl geçmiş bulunursa, kırkta bir zekât gerekir.” diyerek sözlerini tamamladı.
Programın sonunda MÜSİAD Konya Başkan Yardımcısı Murat Çankırlı tarafından Hamdi Döndüren’e hediye takdimi yapıldı.